Furkan Tunçel

02.09.2021 - 11:45

Kurumsal Düşünüp Startup gibi Çalışmak: Arçelik 3D Printer Örneği

02.09.2021 - 11:45

Kurumsal ve köklü bir şirkette girişimci ruhu ile hareket edebilmek her zaman kolay olmayabilir. Girişimci ruh, azim ve tutkunun yanı sıra; etki bırakmak, paydaşlar bulmak ve paydaşları projeye inandırmak gerekir. Arçelik 3D Printer’ın da projesi esnasında farklı zamanlarda farklı süreçlerde ekip olarak girişimciliğin her yönünü kullanarak, adeta küçük bir iş birimi olarak çalışabilmeyi başardık.


Yeni bir ürünü fikir olarak ortaya attıktan sonra doğru müşteri kitlesini bulabilmek ve pazarı iyi anlamak gerekir. Bizler pazarı incelediğimizde üç boyutlu yazıcıların eğitim sektöründe STEM eğitimlerinin de etkisiyle kullanılmaya başladığını gördük. Üç boyutlu yazıcıların kavramsal konuları fiziksel olarak deneyimleme imkânı tanıması çocukların konuları çok daha iyi kavramasına yol açması sebebiyle üç boyutlu yazıcılar sınıf ortamlarında kullanılmaya başlanıyordu. Bunun yanı sıra, STEM eğitimleri ise, tüm dünyada hızlı bir şekilde yayılmaktaydı. Bu zemine dayanarak geliştirilecek bir üç boyutlu yazıcının gençlerimizi geleceğe hazırlamak adına büyük bir önem taşıdığına karar verdik. Önceliğimiz müşterimizi tanımak oldu. Girişimci bir ruhu kurumsal bir yapıda yaşatmanın güzel yönlerinden biri ise, nereye giderseniz gidin iş birliği yapmaya hevesli kurumlar bulabilirsiniz. Biz de bunun avantajını kullanarak özel okulları merkezimize alıp; tek tek okullardaki öğretmenler ve öğrenciler ile görüştük. İhtiyaçlarını anladık. Aramızda kurduğumuz resmi olmayan iş birlikleri bizim daha esnek hareket edebilmemizi; anlık olarak fikirler alabilmemizi sağladı. Bunun üzerine ürün tanımlamalarını yapmayı başardık. Gördüğümüz en büyük eksikliği de fiziksel ve yazılımsal ürünlerin yanı sıra üç boyutlu yazıcıları etkin bir şekilde kullanabilmeyi sağlayan içeriklerin oluşturularak; cihazın kendisi, yazılımı, baskı hammaddesi olan filamenti ve içerik setinin bulunduğu bir platform oluşturmanın gerekli olduğu kanısına vardık. Böylece ürün tarifini birden dörde çıkarmış olduk. 



Bir ürün geliştirmek başlı başına her yönüyle zorlu bir süreçtir. Fikirden, prototipe; prototipten ürüne giden yollar çetrefillidir. Genel konsepti oturtsanız bile detaylarda kaybolabilirsiniz. Bizim ise tarihlediğimiz dört farklı ve birbiriyle uyumlu çalışması gereken ürün çıkartmamız gerekiyordu. Bu noktada, her bir ürün için yine kurumsal şirketin gücünü kullanarak iş birliği fırsatlarını kovalamaya başladık. Cihaz üreticileriyle, yazılım şirketleriyle, filament şirketleriyle ve eğitim içeriği üreten şirketler ile görüştük. Vizyonumuzu anlattık. Vizyonumuzu anlayan ve bize destek olmak isteyen yerli ve yabancı şirketler ile çalışmaya başladık. Bu çalışmalar elbette Arçelik gibi son kullanıcıya ürün çıkartan ve belirli kalite standartlarına sahip bir şirketin bünyesinde yürüdüğü için iş birliği yaptığımız şirketlerin bu bakış açısını kazanması gerekiyordu. Bu bakış açısını kazandırmak için iç süreçlerimizi paylaştık; standartlarımızı anlattık. Çıkan ürünler ile herkesin mutlu olacağı bir ortam sağlamaya çalıştık.


Çalışmalarımızın sonucunda prototip ürünlerimiz geldiğinde yine iş birliği içinde olduğumuz okullara yöneldik. Ürünün kullanıcısı olan öğretmen ve öğrenciler ile ayrı; alıcısı olan IT görevlileri ve müdürler ile ayrı görüşerek ürünlerimiz hakkında geribildirimler aldık ve bunun üzerine yeni bir geliştirme safhasına girdik. Geliştirmemiz gereken yönlerimizi ortaya koyup; bu geliştirmeleri tamamlamak üzere final ürüne doğru yola koyulduk.
Pazara bilinenden bambaşka bir ürün çıkarmanın öğrenimlerinden birisi belki de en önemlisi müşterisi hazır bir ürünü ortaya koymaktır. Kurum içinde bize destek olan kurumsal satış ekibi iç müşterimiz olurken; onların projeye gösterdiği inanç ile MEB’e giderek projemizi anlattık. Bir anda kendimizi ihalenin ortasında bulup; ürünler henüz prototip (son ürüne doğru geliştirme) aşamasındayken ihaleyi alarak müşterisi hazır bir ürünü ortaya koymuş olduk. MEB ile iş birliğine girmenin bize getirdiği katkı iç paydaşlarımızı projeye inandırmak oldu. Süreçlerimiz hızlandı ve son ürünü ortaya koyduk.
Bugün 150’den fazla okulda Türkiye’nin 81 ilinde Arçelik 3D Printer faaliyet gösteriyor. Son dönemde attığımız adımlar ile son kullanıcıya ulaşmaya başladık ve üç boyutlu yazıcı teknolojisinin öğrencilere getirdiği kazanımları evlere taşıdık.  


Üç boyutlu yazıcılar günümüzde ağırlıklı olarak prototip haline getirmek için kullanılsa da son ürünlerde de kullanımı yaygınlaşmaya başladı. Sanayi devriminin yaşandığı, artık dijital yaşama geçtiğimiz bugünlerde geleceğimiz olan çocuklarımızı bu değişime entegre etmemiz gerekiyor. Üç boyutlu yazıcılar; çocukların bakış açılarını geliştirerek farklı branşlar arasındaki doğal ilişkileri anlamlandırmasına ve STEM yaklaşımıyla dijital çağın gereksinimleriyle donatılmasına katkı sağlıyor. Çocuklarımızın gözlem yeteneğini arttırarak sebep ve sonuç ilişkisi kurmasına destek olup çocukların üretkenliğini hızlandırıyor. Yaratıcılığı arttırırken çok boyutlu düşünebilme yetisi kazandırıyor. Öğrenimde ise kalıcı ve aktif bir öğrenme sağlıyor.  Bu faydaların pazarda farkındalığının düşük olması sebebiyle okullara yönelik olarak çıkardığımız cihazın farkındalığı arttırmasını hedefledik. Ardından ise bu farkındalığı kullanarak son kullanıcıya ulaşmayı amaçladık. Bu hedefler doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ekip olarak konfor alanımızın dışına çıkıp, girişimci bir ruh ile oluşturduğumuz platformun çocuklarımıza sağladığı ve sağlayacağı katkıyı heyecanla takip ediyoruz.




Diğer İçerikler

Birkaç gün önce, yapay zeka ve dostluk kavramlarına odaklanan “Megan” adlı bir korku filminin fragmanına rastladı...

Yapay Zekanın (AI) hızlı ilerleyişi, dünya genelinde endüstrileri büyük ölçüde değiştirdi ve son dönemlerde Üretken Yapay Zeka  ön planda yer ...

Bu blog ChatGPT tarafından yazılmış ve çevirilmiştirYapay zeka dünyasında göz kamaştırıcı bir yolculuğa hazır mısınız? Son yı...